Genel

Salgın Yüzünden Ücret Alamayan Çalışanın Hakları Neler?

Özellikle salgın yüzünden işçi ve işveren ilişkilerinde zor dönemlerden geçiliyor. Pek çok işveren çalışanlar için yükümlülüklerini yerine getirmekte zorlanıyor ve işçi ücretlerini de ödemiyor ya da ödeyemiyor. Bu durumda ise maaşın gecikmesi halinde yapılacaklar gündeme geliyor.

Ücretin Zamanında Ödenmemesinde Yapılacaklar

Ekonomik durgunluk ve aynı zamanda koronavirüs salgını yüzünden pek çok işletmenin iş hacmini düşürmesi gibi nedenlerden ötürü çalışanlar maaş almakta zorlanıyorlar. Aynı şekilde işverenler de maaşları ya da diğer hakları ödemekte belirli güçlükler yaşıyorlar. Fakat çalışanlar için aldıkları aylık maaş temel geçim kaynağı olduğu için bu durum kanun kapsamında güvence altında tutuluyor. Çalışanların emeklerinin karşılığı olan ücretlerin ödenmesi için iş hukuku kapsamında en temel hak olarak değerlendiriliyor ve işverenler için de en temel borç olarak kabul görüyor.

Bireysel ya da toplu iş sözleşmesi dahilinde aksi bir karar bulunmuyorsa, çalışanların ücretinin bir aylık süre sonunda ödenmesi gerekmektedir. Bu durumda ise maaşı alamayan işçilerin hakları gündeme gelmektedir. İş Kanunu 24’üncü maddesi uyarında işveren tarafından çalışanın ücreti sözleşme şartlarına uygun olarak hesaplanmamış ya da ödenmemiş işçi haklı olarak fesih hakkına sahiptir ve kıdem tazminatına hak kazanmaktadır. İlgili kanunda ücret tanımı ise kişiye yaptığı iş karşılığında işveren tarafından para ile ödenen tutar olarak değerlendirilmektedir ve ücretin de para olarak ödenmesi gerekmektedir.

Ücreti Ödenmeyen İşçi Ne Yapabilir?

Ücreti ödenmeyen işçi çalışmaya devam etmesi halinde ücretini işverenden dava ya da icra takibi yolu ile talep edebilmektedir. Fakat işçinin çalışırken böylesi bir yol izlemesi çalışma esnasında işyerinde devamlılığını olumsuz şekilde etkileyebilecektir. Bu bakımdan işçinin talep etmesi halinde herhangi bir ihtar çekmeden haklı sebebe dayanarak derhal iş sözleşmesinin sonlanmasını sağlayabilir. Ücretinin bir kısmı ödenmiş olması da yine fesih hakkını geçersiz saymamaktadır. Örneğin maaşının çoğunluğu ödenmiş olsa bile yine çalışanın sözleşmede belirtilen tam tutarını alabilmesi için fesih hakkı bulunmaktadır. Ücret aynı zamanda sadece maaş olarak değil prim, yakacak yardımı, giyecek yardımı, fazla mesai, hafta tatili, genel tatil ücreti gibi farklı ücretleri de kapsam içerisine alıyor ve bunların da ödenmemesi halinde çalışanların fesih hakkı bulunuyor.

Ücretin ödenmemesinden bahsetmek için ise çalışanın sözleşme ile belirtilmiş olan ücret tutarının talep edilmesi gerekmektedir. Şayet işveren ile farklı bir tutar üzerinde konuşulduysa ancak sözleşmede başka bir tutar belirtilmişse ve işveren de sözleşmede belirtilen tutarı ödüyorsa bu durumda işçinin fesih hakkı olmamaktadır.

İhtar Çekilmesine Gerek Bulunmuyor

İşverenin çalışanın ücretini yirmi gün içinde zorunlu bir sebep olmadan ödememesi halinde işçi çalışmama hakkını kullanabilecektir. İşçilerin kendi kararlarına dayanak olarak çalışmama haklarını kullanmaları da toplu bir nitelik kazanırsa bu durumda grev olarak da değerlendirilmez. Çalışanların iş sözleşmeleri de çalışmadıkları gerekçesi ile feshedilememektedir. Aynı şekilde maaşı ödenmediği için işe gelmeyen çalışanların yerlerine bir başka işçi de alınamaz. Söz konusu çalışanın yapmış olduğu iş, aynı zamanda başkalarına da yaptırılmamaktadır.

İş sözleşmesi feshetme için önceden ihtar çekme zorunluluğu da bulunmuyor. Eğer fesih söz konusu ise işçi işyerine de gitmek zorunda tutulmuyor ve eylemli fesih olarak adlandırılan işe gitmemek suretiyle de feshini yapmış olabilmektedir. Ücreti parça başına ya da iş tutarı temel alınarak ödenen kimselerde de işveren tarafından yapılan işten daha az ücret ödenmesi durumunda arada oluşan ücret farkının ödenmesi gerekmektedir. Yine ücret farkının tam şekilde ödenmediği durumlarda da fesih mümkün olmaktadır. Fesih ile birlikte tazminat ve işsizlik maaşı hakkı doğmaktadır.

Shares:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir